6 Şubat depremlerinin ardından Hatay’da başlatılan yeniden inşa süreci, TOKİ ve Emlak Konut öncülüğünde hızla devam ederken, projelere yönelik kamuoyundaki tartışmalar da büyüyor. Depremzedelerin avukatlığını yapan Ecevit Alkan, kentte ihtiyacın çok üzerinde konut üretildiğini savunarak, bu durumun halk arasında endişeye neden olduğunu söyledi.
Alkan, yapılan konutların kimlere verileceğine dair şeffaf bilgi sunulmadığını ve bu belirsizliğin Hataylılar arasında ciddi bir güvensizlik yarattığını dile getirdi.
“ÜRETİLEN KONUTLARI KİMLERE YAPIYORSUNUZ?”
Deprem sonrası hem rezerv alanlarda hem de şehir genelinde çok sayıda hukuki sürece müdahil olan Avukat Ecevit Alkan, devletin Hatay’da “hak sahipliği” sınırlarını aşan ölçüde konut ürettiğini belirtti. Alkan, TOKİ’nin Antakya’nın çeper mahalleleri olan Orhanlı, Toygarlı ve Dikmece’de sosyal konutlar inşa ettiğini, Emlak Konut’un ise şehir merkezinde daha lüks yapılarla öne çıktığını ifade etti:
“TOKİ sadece çeper mahallelerde yaklaşık 30 bin konut üretmek için ihaleye çıktı, Dikmece’de 10 bin 355 konut yaptı. Ayrıca rezerv alan ilan edilen Antakya’nın eski mahallelerinin neredeyse tamamında yeniden inşa süreci başlatıldı. TOKİ’nin şöyle bir iddiası var; ‘anahtara bir anahtar vereceğiz’. Burada 30 bin, 40 bin, 50 bin konut üretildiği zaman insanlar endişeleniyor. Buraya bir göç mü getireceksin, bu ürettiğiniz konutları kimlere yapıyorsunuz ben TOKİ’den yer aldığım zaman Affan’daki, Sümerler’deki evim ne olacak? Sümerlere de Affan’a da Dağ mahallesine de ev yapacaksın”
“ALTYAPI YOK, HALK TEDİRGİN”
TOKİ’nin çeperdeki konutlarında altyapı sorunlarının ciddi boyutlara ulaştığını savunan Alkan, bu bölgelerde kanalizasyon, elektrik ve su gibi temel hizmetlerin eksik olduğunu da vurguladı. Kentin hem merkezinde hem de dış mahallelerinde çok sayıda konutun inşa edildiğini belirten Alkan, bu üretimin sadece afetzedeler için olmadığını söyledi:
“ULUSLARARASI FONLAR KONUT SATIŞINA DÖNÜŞTÜ”
Uluslararası yardımların afetzedeler için kullanılması gerekirken, bu fonların konut satışı yoluyla ekonomik bir araca dönüştüğünü ifade eden Alkan, inşaat şirketlerinin deprem bölgesini bir çıkış kapısı olarak gördüğünü öne sürdü:
“Türkiye’de inşaat sektörünün tek canlı olduğu neredeyse tek yer deprem bölgesi özellikle de Hatay’dır. Afeti nimete çevirmeye hakları yok. Depremzedeler bir an önce sağlıklı konutlarına kavuşmalıdır”
